Bahar yorgunluğu, kış bunalımı derken şimdi de yaz yorgunluğunun ağına düşme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Yaz yorgunluğu nedir, psikolojik bir durum mudur, yazın vücudumuzda ne tür değişiklikler olur ve yaz yorgunluğunu atmak için yapabileceğimiz bir şey var mıdır gibi sorularınızın yanıtını bu yazımızda bulacaksınız.
Yaz yorgunluğu, uzun süre ihmal edilmiş ve psikolojik bir durum veya söylentilerden yayılan bir moda olarak görülmüştür. Yaz yorgunluğunun araştırılmaya başlanması oldukça yeni sayılır. Bu konudaki ilk sistemli deney ve araştırmalar, 1980’lerde başlamış. Araştırmayı yapan bilim adamları bile bu sürecin biyolojik bir temele dayanmadığı gibi bir önyargıyla araştırmalarına başlamışlar; sonuçlar ise en çok onları şaşırtmış olsa gerek, yaz yorgunluğunun biyolojik nedenlerle ortaya çıktığı saptanmış.
Günümüzde, yaz yorgunluğuna, SAD (Seasonal Affective Disorder) deniyor. Mevsimsel Duygu Bozukluğu ya da değişkenliği diye dilimize çevirebileceğimiz bu durum kişilerde, mevsime bağlı olarak ortaya çıkan duygusal değişikliklerin geneline deniyor.
Mevsimsel duygu değişkenlikleri, genelde kışın ortaya çıkmakla birlikte, bazı bireylerde yazın da görülebiliyor. Hangi mevsimde ortaya çıkarsa çıksın, genelde belirtileri aynı oluyor. Yorgunluk, dalgınlık, odaklanma zorluğu, fiziksel etkinlikte azalma, uyuyamama veya uyanamama, genel isteksizlik, sosyal çevreden uzaklaşma ve yalnız kalma isteği, cinsel isteksizlik, aşırı veya çok az yeme ve buna bağlı kilo alma veya verme; bunlara bağlı olarak gelişen bunalım, karamsarlık, anksiyete hâli, aşırı bitkinlik.
Uzmanlar, ruh hâlimizde ortaya çıkan mevsime bağlı bu değişiklikleri, günlerin uzaması veya kısalmasından dolayı, gün ışığına maruz kaldığımız sürenin de değişmesinden kaynaklandığını düşünüyor. Bu tür değişikliklerin genelde kışın ortaya çıkmasını da buna bağlıyorlar. Kışın daha az gün ışığına kalan bedenimiz, enerji tasarrufu yapma isteği duyuyor; bu da hormon dengemizde değişikliğe neden oluyor; değişen hormon dengesi de ruh hâlimizi etkiliyor.
Yazın, maruz kaldığımız gün ışığı miktarı artsa da, ruh halimizdeki değişimin nedenleri aynı; hormon dengesindeki değişim. Bu değişimlerden sorumlu olan hormonun melatonin olduğu düşünülüyor. Melatonin çok işlevli bir hormon olmasına karşın, en önemli işlevi uyku döngümüzü düzenlemek. Uyku döngüsünün yanı sıra, biyolojik saatimizi de düzenliyor. Daha kısa olan kış günlerine göre düzenlenmiş vücut saatimiz, günlerin uzamasıyla “şaşırıyor”. Vücut saatimizin şaşırması, beynimizin “uygunsuz” saatlerde melatonin salgılamasına neden oluyor. Gün içindeki bitkinlik ve odaklanma zorluğunun ve isteksizliğin genel sebebi bu. Bunun haricinde, uykumuz olmaması gereken saatlerde uykumuzun gelmesi, deyiş yerindeyse, kafamızı karıştırıyor. Hormonlardaki ve beyin işlevlerinde bu kargaşa, belli bir süreden uzun sürünce de, ilk başta bahsettiğimiz, sonunda kişiyi bunalıma kadar götüren değişikliklere yol açıyor.
Yaz yorgunluğunu giderecek öneriler için burayı tıklayın.